Giriş
Genel Sağlık Sigortası (GSS), Türkiye’de 2008’den bu yana evrensel sağlık kapsamını sağlamayı hedefleyen bir sistem. Ancak, artan nüfus, kronik hastalıklar ve teknolojik ilerlemeler nedeniyle GSS’nin bütçeye yükü her yıl katlanıyor. 2024 bütçesinde sağlık harcamalarının %18’i GSS’ye ayrıldı, ancak bu kaynak yetersiz kalıyor. Peki, yüksek maliyetli bir sistemde sürdürülebilir finansman nasıl sağlanabilir? Bu yazıda, GSS’nin bütçe dinamiklerini akademik verilerle analiz edecek ve politika yapıcılar için çözüm önerileri sunacağız.
1. GSS’nin Finansal Yapısı: Neden Maliyetler Artıyor?
GSS’nin temel finansman kaynakları, prim ödemeleri, devlet katkısı ve vergilerden oluşuyor. Ancak sistem, demografik değişimler (yaşlanan nüfus) ve yüksek maliyetli tedaviler (kanser ilaçları, biyolojik ürünler) nedeniyle baskı altında. Örneğin, SGK verilerine göre 2023’te kronik hastalıkların tedavi maliyeti %34 arttı.
Prim gelirlerinin yetersiz kalmasının temel nedeni ise kayıt dışı istihdam. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2023 raporuna göre, kayıt dışı çalışan oranı %32 seviyesinde. Bu durum, prim gelirlerinde yıllık 45 milyar TL kayba yol açıyor.
Ayrıca, teknolojik ilerlemelerin maliyeti de sistem üzerinde ek yük oluşturuyor. Yeni nesil ilaçlar ve robotik cerrahi gibi yöntemler, hasta başı maliyetleri artırıyor. Örneğin, bir CAR-T hücre tedavisinin maliyeti 2 milyon TL’yi aşabiliyor.
2. GSS’nin Bütçe Açığı: Rakamlar Ne Söylüyor?
2023 yılında GSS’nin bütçe açığı 68 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu açığın temel nedeni, gelir-gider dengesizliği. SGK’nın sağlık harcamaları, 2023’te 412 milyar TL’ye ulaşırken, GSS gelirleri 344 milyar TL’de kaldı.
Açığın büyümesinde döviz kuru dalgalanmalarının da etkisi büyük. İlaç ve tıbbi malzeme ithalatının %85’i döviz cinsinden yapılıyor. 2023’teki TL’nin değer kaybı, sağlık harcamalarını %22 artırdı.
Öte yandan, hasta başı ödeme sisteminin verimsizliği de dikkat çekiyor. Performansa dayalı ödemeler, bazı hastanelerde gereksiz tetkik ve tedavilere yol açabiliyor. Bu durum, SGK’nın yıllık 12-15 milyar TL ek yük taşımasına neden oluyor.
3. Küresel Sistemlerle Karşılaştırma: Türkiye Nerede Duruyor?
Almanya gibi sosyal sigorta modelini benimseyen ülkelerde, sağlık harcamalarının %80’i primlerle karşılanıyor. Türkiye’de ise bu oran %55’in altında. Almanya’da katılım payı ve özel sigorta destekleri, sistemin sürdürülebilirliğini sağlıyor.
İngiltere’deki NHS (Ulusal Sağlık Sistemi) ise tamamen vergilerle finanse ediliyor. Ancak NHS, yaşlanan nüfus nedeniyle benzer finansal sorunlarla karşılaşıyor. Türkiye’den farklı olarak, NHS’de elektif (seçimlik) cerrahilerde uzun bekleme süreleri gibi katı tasarruf önlemleri uygulanıyor.
ABD’deki karma model ise yüksek maliyetler ve eşitsiz erişim ile biliniyor. Türkiye’nin GSS sistemi, ABD’ye kıyasla daha kapsayıcı olsa da, verimlilik açığı benzer sorunları doğuruyor.
4. Sürdürülebilirlik İçin Politika Önerileri
Gelir Artırıcı Önlemler:
Kayıt dışı istihdamla mücadele için e-istihdam projeleri ve dijital takip sistemleri hayata geçirilmeli. Ayrıca, yüksek gelir gruplarından alınan prim oranları kademeli olarak artırılmalı. Örneğin, aylık 50.000 TL üzeri geliri olanlardan alınan prim oranı %20’ye çıkarılabilir.
Gider Kontrol Mekanizmaları:
Maliyet etkin tedavi protokolleri zorunlu hale getirilmeli. Jenerik ve biyobenizer ilaç kullanımı teşvik edilmeli. Ayrıca, elektronik reçete sistemine fiyat karşılaştırma modülü eklenerek hekimlerin düşük maliyetli alternatifleri görmesi sağlanmalı.
Yapısal Reformlar:
Sağlık Bakanlığı ve SGK’nın veri paylaşım altyapısı güçlendirilmeli. Yapay zeka destekli bütçe tahmin modelleri, harcama kalemlerini önceden öngörmek için kullanılmalı. Ayrıca, özel sigorta şirketleriyle tamamlayıcı sigorta modelleri geliştirilmeli.
Sonuç ve Tartışma
GSS’nin sürdürülebilirliği, finansal disiplin ve yenilikçi politikalarla mümkün. Ancak, yalnızca maliyet kesintilerine odaklanmak, hasta erişimini kısıtlayabilir. Bu nedenle, verimlilik artışı ile gelir çeşitlendirmesi dengelenmeli.
Türkiye’nin önündeki en kritik adım, uzun vadeli bir sağlık finansman stratejisi oluşturmak. Bu strateji; demografik projeksiyonlar, teknolojik trendler ve ekonomik istikrarı bir arada ele almalı.